İş sağlığı ve güvenliği, çalışma hayatının en önemli unsurlarından biri olup, iş kazalarını ve meslek hastalıklarını önlemeyi amaçlayan planlı ve sistematik çalışmaları ifade eder. Bu kavram, yalnızca iş yerlerinde değil, bireylerin güvenliğini etkileyebilecek her türlü alanda uygulanması gereken bir yaklaşımı temsil eder.
Ülkemizde genellikle iş sağlığı ve güvenliği, iş yerleriyle sınırlandırılarak değerlendirilir. Ancak uluslararası standartlara baktığımızda, iş sağlığı ve güvenliği, ücretli ya da gönüllü fark etmeksizin yapılan her türlü faaliyeti kapsayan bir yaşam pratiği haline gelmiştir.
Günlük hayatımızda bile bu kavramın örneklerini görmek mümkündür. Evde gerçekleştirilen basit tamir işlemleri, boya çalışmaları, kırma-dökme işleri ya da hobi amaçlı yapılan faaliyetlerde güvenlik önlemleri almak, iş güvenliğinin temel ilkelerindendir. Örneğin, bir duvar boyama işlemi sırasında uygun ekipman kullanımı ve çevredeki tehlikeleri ortadan kaldırma gibi önlemler alınması hem kazaların önüne geçer hem de daha sağlıklı bir çalışma ortamı sağlar.
Bunun yanı sıra, iş sağlığı ve güvenliği sadece bireylerin kendi güvenliğini değil, toplumun genelini ilgilendiren konuları da kapsar. Cadde, sokak gibi kamusal alanlarda yapılan altyapı çalışmaları sırasında alınacak güvenlik tedbirleri, toplum sağlığını doğrudan etkiler. Yol yapım çalışmaları sırasında trafik akışını düzenleyen işaretler, yaya yollarında yer alan güvenlik bariyerleri veya inşaat alanlarının çevresindeki uyarı levhaları, iş sağlığı ve güvenliğinin birer örneğidir.
Sonuç olarak, iş sağlığı ve güvenliği yalnızca iş yerlerinde değil, yaşamın her alanında benimsenmesi gereken bir kavramdır. Bireylerin güvenliğini sağlamak, yaşam kalitesini artırmak ve iş kazalarının önüne geçmek için alınan her önlem, daha güvenli bir gelecek inşa etmenin anahtarıdır. İster bireysel, ister toplumsal düzeyde olsun, güvenli bir ortam yaratmak herkesin sorumluluğudur.
Yaşam Alanı
Ülkemizde yaşam alanı olarak tanımladığımız bu kavramlar, aslında iş güvenliği veya diğer bir deyişle iş sağlığı ve güvenliği kavramını oluşturan etkenlerdir.
Ülkemizde geçmişte işçi sağlığı ve iş güvenliği olarak bilinen bu kavram, 2012 yılında yayımlanan 6331 sayılı iş sağlığı ve güvenliği kanunu ile birlikte, iş sağlığı ve güvenliği ana kanunu olarak anılmaktadır ve İSG olarak kısaltılır.
Proaktif Çözümler
6331 sayılı iş sağlığı ve güvenliği kanunu sonrasında çıkan yönetmelikler ile Ülkemiz İş sağlığı ve güvenliği konusunda epey yol kat etmiştir. Özellikle yönetmeliklerin yayınlanması ile iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili neredeyse tüm hususlar dikkate alınarak meslek hastalıkları ve iş kazalarının önlenmesi konusunda proaktif çözümler ortaya konulmuştur. OSGB’lerin sayısının artmasıyla ve zamanla iş sağlığı ve güvenliği bilincinin oluşmasıyla ülkemizde iş sağlığı ve güzenliği konusunda ilerleme gözlemlenmektedir.
Sonuç olarak, iş sağlığı ve güvenliği, çalışma hayatı yaşamın her alanında güvenli bir ortam yaratmayı amaçlayan bir yaklaşımdır. İnsan sağlığını ve yaşam kalitesini korumak için alınan önlemler, bireylerin sadece iş yerinde değil, günlük hayatta da güvende olmasını sağlar.